Erkeklerin ırzına nasıl geçilir?

Türk denilenler kimdir?
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk
start: 30 juni 2019, up-date: 30 juni 2019
Erkeklerin ırzına nasıl geçilir?
 

 

Köle erkeklere tecavüz


Paşazade

Aşıkpaşazade'ye göre Osman ailesi daima mümin ve sıkı ahlaklı idi. Ahlaksızlık Bayezid zamanında Çandarlı Halil ile saray'a geldi. Halil'in oğlu Ali Vezir olunca zevk düşkünlüğü Saray'a girdi. Ali'nin "danişmend" (öğüt veren ulemâ) ve kadıları hem utanç verici işler yapıyor ve hem de böyle işlerin islam hukukuna uygun olduğuna karar veriyorlardı.

(Kısaltarak çeviren: MGS) Kreutel, 1959, B66B/2, B67B/1, S. 103

Aşıkpaşazade'nin nasıl bir yalancı olduğunu daha önce gördük. Çandarlı sülalesi çok eskiden beri Osmanlı Hanedanı'na hizmet ediyor ve devlet memuriyetleri yükleniyor. II. Mehemmed Konstantinopolis'i işgal ettikten hemen sonra Veziri Çandarlı Halil Paşa'yı ihanetle suçlayıp halkın önünde astırıyor. Rum Mehmet Paşa'yı vezir yapıyor. Böylece devlet üzerindeki -zaten çok azalmış olan- Turkman etkisine kesinlikle son veriyor.

Aşıkpaşazade bu olayların görgü şahidi. Yani Çandarlı Sülalesinin Osmanlı'da artık kötü görüldüğünü biliyor. Böylece Osmanlı Sarayındaki ahlaksızlığın sebebi olarak Çandarlıları gösteriyor.

Aslında Orhan'dan itibaren Osmanlı'nın köle kadınlar yanında erkeklere de tecavüz ettiğini biliyoruz.

Orhan Gazi zamanında (1326-1359) Osmanlılara esir düşen Bizans'ın Selanik Başpiskoposu Gregory Palamas, Osmanlı'da sapkınlığın çok yaygın olduğunu, özellikle Hristiyan esirlere yönelik tacizlerin çok olduğunu yazar hatıratında.

İnternet Kaynakları: Hür, 13.04.2019, B63B/14

Palamas'ın da esareti sırasında cinsel tacize maruz kalıp kalmadığını bilmiyoruz ama tarihe düşmanlarına reva gördüğü ölüm şeklinden dolayı Kazıklı Voyvoda olarak geçen Romen boyarı (bir soyluluk unvanıdır) Vlad Tepeş Drakula'nun 1442-1448 arasında rehin tutulduğu II. Murad'ın Edirne'deki sarayında yaşadığı tecavüzlerden dolayı böyle acımasız biri olduğuna dair kaynaklar var. (Drakula ile birlikte rehin olan kardeşi Radu ise, kendi isteği ile 1462'ye kadar İstanbul'da kalmıştır ki, bunu nasıl yorumlamak gerekir bilmiyorum.)

İnternet Kaynakları: Hür, 13.04.2019, B63B/14

Drakula

Burada konumuzun dışına çıkıp, Hollywood starı "Vampir Drakula"nın tarihi şahsiyet Voyvoda Vlad III. Tepeş Draculae (1431-1476)'nın yaşadıklarına değil, Bram Stoker'in 1897de yayınladığı fantazi romanında vampir figürü için onun ismini kullanmasına dayandığını belirtelim.

İbnelik haram mı, helal mı?

Daha önce gördüğümüz gibi, Kur'an'da homoseksüelliği yasaklayan bir sure yok. Osmanlı'da homoseksüelliği yasaklayan bir kanun yok. Özellikle hamamlarda devletçe kabul edilmiş bir meslek grubuna dahil olan erkek fahişeler çalışıyor.

Yeniçeriler savaş sırasında mahrum kalmasın diye, "civelek taburları" sefere gidiyorlar.

Haremde kadınlar arasındaki homoseksüel ilişkilere müsamaha gösteriliyor.

Aynı şekilde sevda (yahut demek gerekir ki) veba hastalığı Türk kadın halkı arasında da salgın halindedir/ yani yaşlılar gençleri severler/ yedirir içirirler/ giydirirler ve hediye verirler/ bütün Türk devletinde/ Konstantiniyye'de ama/ ve özellikle padişahın/ ve onun hanım sultanları arasında çok fazladan daha fazladır.

Schachiner, 2017, Lager, S.104

Padişahların erkeklere tecavüz etmesi normal görülüyor.

TRKIMG200344
Zülüflü baltacı arkada, enderun talebesi önde.

 

Buna rağmen Enderun'da eğitim gören devşirmeler arasında aşk ilişkileri yasak.

Onların arasındaki aşka dair.

Bu lanetli aşk= tutkusu her yerde hakimdir/ bostancılar olduğu kadar, acem oğlanları, yeniçeriler, softalar, yahut her çeşit şartlarda öğrenim yapan kişiler/ koğuşlar/ ama başka yerdekilerden daha çok padişahın saraylılarında: çünki burada biri öbürünü/ böyle biraz parlak ve biçimli zorunlulukla bakan / ve konuşan/ akıllı olduğu gibi/ aptal/ yüksekler alçak kişilerle/ öylesine tutuşur ve aşık olurlar ki/ memurlar (kedi ile fare misali/ onların bakışlarına/ konuşmalarına/ eğilimlerine/ işaretlerine yahut imalarına/ el hareketlerine ve jestlerine dikkat ederler) ne her çeşit şiddet/ yahut dayak böyle yakışmayan arzu ve günahlardan ayıramaz/ yahut uzak tutamaz. Böyle tutuşmuş delikanlılar/ sevdiklerinden/ ayrılmaktansa/ ölmeyi tercih ederler: ben bu sebepten kaynaklanan/ özellikle devşirmeler arasındaki rekabetten kaynaklanan olaylar ve isyanlar gördüm. Bu yüzden çok kişi yaklaşık 1000. vuruşla feci bir şekilde dövüldü/ kısmen perçemleri kesildi/ ve başka kale yahut adalara sürüldüler.
Böylece bu çeşit şeytani tutkunları bunlar/ böyle yüksek memuriyette yahut dini makamlarda bulunanlar gizlerler/ yahut mecburen uzaktan bakarlar/ bunlar daima pencerelerin altına yatar/ sadece güzel devşirmeleri seyretmekle yetinirler/ ve bunlar camiye, yahut baska bir yere gidince/ bunlara her türlü hediyeler gönderirler/ ve söz verirler/ yahut onlara güzel memuriyetler vaad ederler/ böylece memnuniyetle onların himayesi altına girsinler. Bundan sonra bunları terfi ettirirler ve sevgilileri yahut aşıkları yaparlar zamanla hatta kendi talihlerini/ mallarını ve mevkilerini bunlarla paylaşırlar.
Bundandır ki/ en sık olan ve önde gelen sebep/ neden bu kadar az din değiştirmiş- yahut düşmüş Hristiyanlar (çok kere iyi fırsatlar ellerine geçmesine rağmen) hristiyanlığa/ yahut anavatanlarına tekrar geri dönmek isterler/ bunun yerine tercihen böyle bir ahiret babasında, yani aşkın babasında/ kendi özbabası, yahut hakiki babası yerine/ kalırlar/ ve böylece şeytanın yolunu takip ederler.

Schachiner, 2017, Lager, S.100-102

IV. Murad

Bizzat padişahlar devşirmelere aşık olur/ ve bu kadar düşüncesiz/ ve utandırıcı bir biçimde/ ve kendilerini onlara köle olarak satarlar: Kısa zamanda bunları sevgilileri yaparak; Sultan Murat gibi büyük koğuştan Miusa adlı genç bir ermeniye aşağılık bir biçimde aşık olur; aynı şekilde 2. diğerine/ biri Scleterbassa adında ve güzelliğinden dolayı acemilikten Galata'daki Pera'ya alır/ hasodaya terfi ettirir/ ve hemen arkasından silahtar, yani kendisinin silah taşıyıcısı yapar. Diğerine Kuloğlu derler/ Kostantiniyye'den ve bunun dışında bir müzik devşirmesi idi/ sonra onun aynı zamanda müzikçisi ve sevgilisi oldu.

Schachiner, 2017, Lager, S. 102

Bobowski'nin görüşü

Bu sevgi Türklerde hoş görülür/ ve övülür/ ama bu şehvet ve cinsel münasebet olmadan gözlenir ve sürdürülürse. Onlar derler ki/ böyleleri/ Allah'ın sevildiklerini bilmek istediği/ bu sebepten onun yarattıklarını mükemmel bir aşkla sevmek/ çok önemli bir zorunluluktur. Ama bu sadece sahte bir açıklama ve göz boyamacılıktır: Çünki aslında/ (nasıl yeterli şekilde yazacağımı bilmiyorum) oğlancı yahut vahşi hayvanlıktan başka bir şey değildir: Her hal u karda acayip bir şey/ Allah'ın yarattığını (sözde himaye ettikleri) bu kadar temiz ve zarif istek duymadan seven biri onların içinde bulunmaz.
Bu tartışmanın sonucu olarak/ böyle genç oğlanlara yahut erkek çocuklarına âşık olmayan birisi/ Türklerin cemaati yahut cemiyetinde Allaha şükretmeyen biri olarak görülür/ ve herkes tarafından hakir görülür. Burada demek gerekir ki: yesinler seni/ böyle güzel/ Allaha şükranı.

Schachiner, 2017, Lager, S. 102 - 104

TRKIMG200345
Padişahın müzik sevgisi **

 

Kölelerle seks ilişkisi aşk değil tecavüzdür.

Bobowski sıkı bir katholik eğitimle yetişmiş bir insan. Onun için homoseksüellik ayıp ve günah.

İnsanları cinsel eğilim yahut seçeneklerine göre yargılamak bir tarihçinin görevi değil. Ama burada adı geçen insanların kendi zamanlarında içinde bulundukları sosyal koşullar konusunda okuyucuyu aydınlatmak isterim.

Enderun'da eğitim gören devşirmelerin yanlarında ana babaları, kendilerine güven verecek bir aileleri yok. Enderun'da sosyalizasyona uğruyorlar ve koğuş arkadaşlarından başka yakınları yok. Bu koğuş arkadaşları da onları her an ihbar edebilir. Ama eğer birbirleriyle bir kere bir güven ilişkisi oluşmuşsa ve üstelik cinsel eğilimleri homoseküelse, aralarında aşk ilişkisi son derece doğaldır.

Padişahlar Sultan Ahmed I.'in iktidarından itibaren bir hayvan gibi kafeste yetiştiler. Toplumun hiçbir kesimi içinde sosyalizasyona uğramadılar.

Padişahlar hem başkalarının hayat ve ölümüne karar verirler, hem de her an öldürülme korkusuyla yaşarlar. Padişahların cinsel tutkuları olması mümkündür. Bir insanı "sevmeleri" mümkün değildir.

Belki Sultan Murad'ın sevgilileri homoseksüel eğilimlidir. Belki fakir aileden gelmişlerdir ve sultanla ilişkileri sayesinde geldikleri mevkiler sosyal bir yükselmedir.

Belki!

Ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.

Bu insanların sultanın arzularını tatmin etmekten başka bir seçeneği (=option) yoktur. Bundan dolayı sultanın bu insanlarla ilişkisi aşk değil, tecavüzdür.

Genç Osman*

Daha sonra göreceğimiz gibi, Osmanlı Devleti insanlık tarihinde çok özel bir yer tutar: Osmanlı Devleti'ni istisnasız olarak köleler yönetir.

İlk bakışta monokratik görünen Osmanlı Devleti'nde padişah, Allah'ın gölgesi olarak her şeye kadirdir.

Ama padişahın kendisi sistemin Devlet-i aliyye (=Yüksek Devlet)'nin kölesidir.

Sultan, kendisine tanınan saltanat süresinde kölelere istediğini yapar. Açıktır ki köle gençler, bir kere yaşayacakları kendi cinsel hayatlarının seyrine yabancı bir sultanın karar vermesinden dolayı büyük acı çekerler.

Devşirmelerin efendileri olan padişahtan nefret etmeleri insancadır.

Ama Osmanlı Devlet sisteminde kimin Sultan, kimin köle olduğu her an değişebilir:

Mustafa'nın tahta geçmesi

Sultan Ahmed'in ölümünden sonra, en küçük kardeşi Mustafa 1618 yılının başlarında tahta geçer. Fakat devlet işleriyle çok az veya hiç ilgilenmemesi ve öte yandan kendini tümüyle zevk ve eğlenceye vermesi yüzünden, hükümdarlığının dördüncü ayında devletin ileri gelenlerinin aldığı oybirliği kararıyla tahttan indirilir ve Yedikule zindanlarına gönderilir.

Osman'ın padişah ilan edilmesi *
Mustafa'nın tahttan indirilmesinden sonra, henüz sekiz yaşında olduğu halde Ahmed'in oğlu Osman, padişah ilan edilir. Zaten küçük olduğundan ötürü, hükümdarlık için daha çok hak sahibi olmasına karşın önceleri kendisine imparatorluk asası verilmeyip, aksine gördüğümüz gibi, pek sakin yumuşak ve tehlikesiz görünen Mustafa seçilmişti.

Cantemir, 2001, A1611B, S. 285

Osman'ın öldürüllmesi ve Mustafa'nın yeniden tahta geçmesi

Fakat kendilerini korkutmasını bilmeyen bu kadar genç bir padişahın yönetimine alışık olmayan askerler, bir yandan yapılacak işleri olmadığından İstanbul'da tembel bir hayat sürerken, öbür yandan Mustafa'nın yandaşları tarafından kışkırtılarak, hemen ertesi yıl (1622), Osman'ın aleyhine ayaklanırlar. Genç ve ümit dolu padişah, hükümdarlığının dördüncü yılında, henüz oniki yaşında olduğu halde, çok korkunç bir biçimde öldürülür ve babasının yaptırdığı camide onun yanına gömülür. Bunun arkasından da tahttan indirildikten sonra hapsedildiği Yedikule Zindanı'ndan çıkarılan Mustafa'yı yine tahta geçirirler.

Cantemir, 2001, A1611B, S. 286-287

Mustafa'nın yine tahttan indirilmesi ve boğdurulması
(…)
Kendisini tahttan indirenleri ortadan kaldırır. Devlet işlerine karşı ilgisiz davranır ve ilerde anılmaya değer sayılacak bir iş yapmaz. Bu bçimde devleti yönetmekten çok, zorbalık etmekle onbeş ay geçirir. Nihayet devletin ileri gelenleri bir delinin yönetimine daha fazla katlanamayarak yine tahttan indirirler ve bir merkebe bindirilerek halkın alay ve hakaretleriyle karşı karşıya bırakılarak tekrar Yedikule Zindanı'na götürülür ve burada, biraz sonra yerine geçen IV. Murad tarafından boğdurulur.

Cantemir, 2001, A1611B, S. 287

Evliya Çelebi'nin konumuzla ilgili bir başka ifşaatı da, I. Ahmet'in talihsiz oğlu Geç Osman'ın kendisini tahttan indiren Yeniçeriler tarafından öldürülmeden (1622) önce ırzına geçildiğiydi. Ancak Seyahatname'nin bu sayfaları, 1896 yılında orijinal yazmayı ilk kez yayımlayan kurulun içindeki Necib Asım Bey tarafından yırtılarak imha edildiği için bunu yakın tarihe kadar duymamıştık. Asım Bey bu eylemini şu tanıdık sözlerle gerekçelendirmişti: "Tarihimiz için bu sayfa kara bir lekedir. Bunu gelecek kuşaklara göstermek doğru olmadığı için yırttım!"

Hür, 13.04.2019, B63B/14

İnsanların hayat ve ölümüne karar veren padşahların kadınlara olduğu gibi, erkeklere de tecavüz etmesi, Osmanlı sarayında yalnız mubah değil, aynı zamanda gelenektir.


Dünyanın gelmiş geçmiş insanlık düşmanı rejimleri arasında en azından önde gelen Osmanlı Devleti'nde padişahlar, yetişkin kadınlara olduğu gibi erkeklere de tecavüz ediyorlardı.

Pekiyi, Osmanlı sarayında çocukların durumu nasıldı?

 
 
*"Genç Osman", Osman II.(1604- 1622)
**
Bunlar ve buna benzer birçok minyatürü bana gönderen sayın Mınak Şermin'e ve Hanriet Topuzyan Basoğlu'ya çok teşekkür ederim.
Maalesef bütün araştırmalara rağmen bu minyatürlerin kaynaklarına hala ulaşamadık.
Bunları kim, ne zaman yapmış? Bugün neredeler?
Eğer dostlar yardım ederse bu sayfada kendilerine çok teşekkür borçluyum.

II. Minyatürle ilgili:
Kafes arkasından seyreden Sultan Murad IV. olabilir. Homoseksüel ilişkileri sırasında müzik çaldırdığını Bobowski anlatıyor. Elimde kaynak olmadığından kesin söyleyemem.
Alttaki adam sünni müslüman. Bunu sarığından anlıyoruz. Belki ulemadan.
Siken enderunda öğrenci.
Sağda müzik çalanların büyük kısmı "Mikhterkhane-i tabl-i alem-i khasse" ya ait müzikçiler.

Schachiner, 2005, Lager

Bori (=Doğal Trompet) çalan Enderun'da öğrenci.
Sağda en önde ney çalan Mewlewi Dergahı'na mensup. Celal ud-din-i Rumî bizzat homoseksüel olduğuna göre mesele yok.

 

 

 
FORUM
Bibliyografik kaynaklar
İnternet Kaynakları
İkonografik kaynaklar
Literatür
 
geri
devam