Modern harem

Türk denilenler kimdir?
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk
start: 11. novembre 2019, up-date: 11. novembre 2019
Modern harem


Modern Harem


Osmanlı Sarayı treni kaçırdığının ve en azından teknoloji konusunda Avrupa'dan çok geride kaldığının farkında. Sarayda ve aydınlar arasında Avrupa'daki "medeniyyet" (=sivilizasyon) denilen modern toplumu Osmanlı Devleti'ne -kısmen de olsa- getirme düşüncesi yayılıyor.

Bu konuyu ilerde inceleyeceğiz.

19. yüzyıllda yapılan Osmanlı Sarayları ve bunların haremleri de yeni özellikler taşıyor.

Dolmabahçe Sarayı

TRKIMG20054
Dolmabahçe Sarayı

 

Abd-ul Mecid I. Avrupa'daki gelişmeleri izliyor. Osmanlı'nın orta çağda takılıp kaldığının farkında. Her şeyden önce Avrupalı misafirlerine gösterebilmek için bir "Avrupa Sarayı" yaptırmaya karar veriyor.

Bu iş için Boğaz'da yüz on bin metrekarelik bir yer ayırıyor.

Topkapı Sarayı bir saraydan çok muazzam bir tahakkümlü kaledir. Yeni yapılacak saray, bundan çok farklı olacak ve her şeyden önce reprezentasyon görevi görecektir.

Osmanlı Devleti'nde Avrupa tipi bir sarayı kim yapacaktır?

Bu devirde Ermeni Balyan ailesi bir mimarlar hanedanıdır. Garabet ve Nikoğos Balyan, mimarlık öğrenimlerini Avrupa'da yapmışlardır.

Abd-ul Mecid I. bu görevi onlara verir.

13. Haziran 1843de başlayan inşaat 7. Haziran 1856da biter.

İşte Abd-ul Mecid I.'in kız çocuklarına tecavüz ederek onları öldürdüğü yer burasıdır.

Tek bir parça halinde yapılan saray Avrupa'daki örneklere benzerse de, bir önemli farkı vardır: Ana giriş güneydeki dar yüzdedir. Misafirler buradan girer ve kabul salonuna kadar gidebilirler. Harem bunun arkasında saklıdır.

Harem birbirine bağlı sekiz daireden oluşur. Her birinde birer hamam vardır.

Literatür: gov.tr, TRKLİ20025

Dolmabahçe Sarayı Harem Dairesi. XIX. yüzyılda Boğaziçi kıyılarına inşa edilen Dolmabahçe, Beylerbeyi ve Çırağan sarayları, Avrupa saray mimarisinin etkisiyle yapılan tek parça binalardır. Cephe ve iç mekân düzeninde gerçekleştirilen birleşiklik ve bütünlük, bu sarayların hangi bölümlerinin harem halkının hangi kişileri tarafından kullanıldığını belli etmemektedir. İhtişamın arandığı ana cephelerdeki standart cephe formu ile bu durum daha da belirsizleştirilirken yapının estetik bütünlüğü korunmuş ve dış dünyaya karşı şuurlu bir emniyet fikri yaratılmak istenmiştir. Bununla birlikte sarayların simetrik cephe ve mekân düzeniyle geleneksel Türk evi arasındaki benzerlikler ve haremin önceki yüzyıllarda kurumlaşan hiyerarşisi, bu tek parça sarayların harem bölümlerinin anlaşılabilmesini sağlamaktadır. Ayrıca Avrupa sarayları tipinde yapılmalarına rağmen bu saraylaın ayırıcı özelliği geniş harem dairelerine ve mahremiyetine sahip olmalarıdır.

İnternet Kaynakları: Esemenli, 02. 11. 19, B71B/13

Çırağan Sarayı

TRKIMG20056
Çırağan Sarayı

 

"Çırağan" isminin aslı "Çeragan". "Çerag, çoğul çeragan" (Farsça), ışık, kandil, lâmba, mum anlamlarına geliyor. Atatürk ve Hagopyan'ın alfabeleri sayesinde çırağan haline gelmiş.

Lale Devri'nde (1718-1730), mum ve kandil ışığında yapılan gece eğlencelerine "çeragan" deniliyor. "Çeragan vakti geldi lâlezarın, dîdesi rûşen..."

Sarayın bulunduğu yerde de bu eğlenceler yapıldığı için saraya "Çeragan Sarayı" deniliyor.

Sarayın bulunduğu yer Beşiktaş'la Ortaköy arasında.

Buradaki ilk köşkü 16. yüzyılda Kapudan-i Derya Kılıç Ali Paşa (Giovanni Dionigi Galeni, 1519- 1587) yaptırıyor.

Bundan sonra def'alarca yıkılıp yeniden yaptırılıyor.

Dolmabahçe Sarayı'nda kullanılan planın daha ileri bir örneğini teşkil eden Çırağan Sarayı'nın planlarını, Nikogos Balyan yaptı. İnşaat 1861'den 1865'e kadar 4 yıl sürdü. Deniz kıyısında 750 metre uzunluğundaki bu saray, beyaz mermerden yapılmıştır.
Sultan Beşinci Murad Han 1876'da tahttan indirilince, arzusu üzerine Çırağan Sarayı kendisine ve ailesine ikametgâh olarak verildi. Kendisi de 1904 yılında burada vefat etti.

İnternet Kaynakları: Budak, 06. 11. 19, B71B/14

Burada XVII. yüzyılda Kazancıoğlu bahçesi adıyla tanınan bir bahçe bulunuyordu. Evliya Çelebi, sonradan IV. Murad'ın (1623-1640) kızı Kaya Sultan'a hediye ettiği bu bahçede sultan tarafından bir yalı köşkü yaptırıldığını ifade etmektedir. Daha sonra burada Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa (ö. 1730) eşi Fatma Sultan için büyük bir saray yaptırmıştır. Bahçesinde, III. Ahmed ile (1703-1730) Damad Îbrâhim Paşa başta olmak üzere bütün saray erkânının katıldığı çırağan (çerâğan) âlemlerinin yapılmasından dolayı çırağan Sarayı adıyla anılmaya başlanmıştır.

(...)

Abdülmecid'in ölümü sebebiyle ertelenen yeni sarayın yapılışı Abdülaziz'in (1861-1876) tahta geçmesinden sonra hemen ele aınmış ve inşaat işiyle, Nikogos Balyan'ın çizdiği mevcut planı uygulamak üzere oğulları Sarkis ve Agop Balyan görevlendirilmiştir. (...) Abdülaziz inşası bittiğinde yeni saraya yerlşmiş, ancak birkaç ay gibi kısa bir süre sonra rutubetli olduğu gerekçesiyle burayı terkederek Dolmabahçe Sarayı'na dönmüştür.

(…)

II. Meşrutiyet'in ilânından dört ay kadar sonra saray Meclis-i Mecb'ûsan'a tahsis edilmiş ve toplantılara cevap verecek şekilde yeni bir düzenleme yapılarak üst kattaki üç salondan Boğaziçi'ni gören birincisine padişah için taht konup ortadaki Meclis-i Meb'ûsan'a, İstanbul tarafındaki ise Âyan Meclisi'ne verilmiştir. Meclis-i Meb'ûsan'ın ikinci devre oturumu 14 Kasım 1909'da açılmış, ancak bu açılıştan sonra sarayın ana binası, 19 Ocak 1910 günü öğle üzeri kalorifer bacasından veya elektrik kontağından çıktığı söylenen ve bütün çabalara rağmen söndürülemeyerek beş saat süren bir yangın sonucunda tamamen yanmış, geriye yalnızca günümüze kadar ulaşan dış beden duvarları kalmıştır. Yangın bina ile birlikte çok değerli bir kültür hazinesinin yanı sıra yakın tarihe ışık tutabilecek çeşitli belgelerle orada muhafaza edilen jurnalleri de yok etmiştir.

(…)

Çırağan Sahilsarayı aslında çeşitli birimlerden oluşan kompleks bir yapıydı. Bugüne sadece duvarları ulaşan ana bina ile (Hünkâr Dairesi) Harem Dairesi ve Ağalar Dairesi olmak üzere üç bölümü incelenebilmektedir.

İnternet Kaynakları: Kalfazade, 07. 11. 19, B71B/18

 

Bundan sonraki yazımızda Beylerbeyi ve Yıldız Saraylarını göreceğiz.
FORUM
Bibliyografik kaynaklar
İnternet Kaynakları
İkonografik kaynaklar
Literatür
geri
devam