Selçuklular'ın baş düşmanı: Türk

Türk denilenler kimdir?
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk
home
görüşlerinizi, eleştirilerinizi, tavsiyelerinizi bana yazın:
start: 17 january 2019, up-date: 17 january 2019
Selçuklular'ın baş düşmanı: Türk

 

Kaşgarlı'nın anlattığı masalın nesilden nesile nasıl aktarıldığını ve nasıl metamorfoza uğradığını görmeden önce, 13. yüzyılda bir durak yapacağız.

Kaşgarlı'dan sonra elimizde 14. yüzyıla kadar yazılı masal yok. Ama bu zaman zarfında bir tek yazar var ki, bize Anatolia Selçukluları'na dair gerçek tarihi malumat veriyor:
İbn Bibi.

İbn Bibi'yi diğer yazarlardan ayıran bir husus var: Diğerleri duyduklarını ve bazen de kendilerinden önce yazılanları aktarırken, Bibi, kendi gördüklerini anlatıyor.

Çok daha sonra Osmanlı kronistleri Bibi'yi kendi dillerine çeviriyorlar ve işlerine geldiği şekilde tahrif ediyorlar. Bunu ileride göreceğiz.

İsa'dan sonra 1192 den 1280e kadarki zaman diliminde Küçük Asya'nın Selçukları'na dair olağanüstü önemli, etraflı kaynak olan Bibi'nin Selçuk tarihi, ne bir kronik, ne de dar anlamında bir pragmatik tarih anlatımıdır.

(Ç: MGS) Duda, Die Seltschukengeschichte des Ibn Bibi, 1959, B5916B/1, S. 1

İbn Bibi eserini yüksek bürokrasinin bir üyesi, saray adamı ve ebeveynlerinden dolayı yakın olduğu köksalmış iktidar sülalesinin sadık bir hizmetkarı olarak şekillendiriyor. İbn Bibi kendisini eserinin girişinde "al-Husain ibn Muhammad ibn 'Ali al Ca'fari ar-Rugadi, İbn al-Bibi al-Munaccima (Astrolog Hanimefendi'nin oğlu) olarak tanınan" diye bildiriyor.

(Ç: MGS) Duda, Die Seltschukengeschichte des Ibn Bibi, 1959, B5916B/1, S. 2

İbn Bibi'nin babası Macduddin Muhammad Tercuman, Khvarezmşah'lardan 'Ala'uddin Muhammad'in Sahib Divan'ı =(Maliye bakanı). 'Ala'uddin ölünce oğlu Calaluddin'in hizmetinde.
Calaluddin Selçuk Sultanı 'Ala'uddin Kaiqobad ve onunla koalisyonda olan Şam'daki Ajjubi'lerin hükmüdarı Malik al-Asraf'ın ordularına, arkasından Moğol ordularina yeniliyor. (Harzemşahlar'ın sonu).

Sultan Calaluddin Amid'in kapıları önünde Mogol orduları talihsizliğinden acı çekince babam ve annem Şam'a göçtüler.

(Ç: MGS) Duda, Die Seltschukengeschichte des İbn Bibi, 1959, B5916B/1, S. 3

İbn Bibi'nin babasının ve annesinin ününü işiten 'Ala'uddin Kaiqobad, Şam'daki Malik al-Asraf'dan bunları kendisine göndermesini istiyor. Bunlar 1231 yahut 1232 yılında Konya'ya geliyorlar. 'Ala'uddin Kaiqobad bunları affediyor ve Rum Selçukluları'nın sarayına alıyor. Munaccim Bibi denilen falcı kadın, 1233de Selçuk ordularının Harput'ta Suriye'yle savaşında zafere ulaşacaklarını önceden söyleyince, kocası Macduddin Muhammad, sarayın "tercuman"ı oluyor.

(Özetleyen: MGS) Duda, Die Seltschukengeschichte des İbn Bibi, 1959, B5916B/1, S. 4

İbn Bibi Rum Selçukluları'nın sarayında yetişiyor. Daha sonra Sultan 'Ala'uddin Ata Malik Cuwaini kendisini Selçuk tarihini yazmakla görevlendiriyor. Eser 1281de bitiyor ve 'Ala'uddin Ata Malik'e ithaf ediliyor.

İbn Bibi'nin eseri üç biçimde elde bulunuyor.
1. "al-Awamir al-'Ala'iya fi'l Umur al-'Al'aiya" adındaki farsça orijinal eser,
2. anonim bir epitomatorun İbn Bibi'nin yaşadığı zamanda yine farsça yazdığı Mukhtasar denilen epitome (=kısaltma, MGS), ve
3. 15. yüzyılın ilk çeyreğinde Yazıcıoğlu 'Ali'nin türkçeye paraphrase (=serbest aktarma, MGS) çevirisi.

(Ç: MGS) Duda, Die Seltschukengeschichte des İbn Bibi, 1959, B5916B/1, S. 4

Orijinal İstanbul'da Aya Sofya Kitaplığı'nda 2985 numarayla kayıtlı olarak bulunuyor.

The simplest way to increase the usefullness of the new translation of Ibn Bibi would be for Professor Duda, who now knows the text so well, to compile a short digest, with all the necessary annexes, similar to that produced by H. H. Giesecke (in 1940) for the better understanding of the equally difficult Bazm-u Razm by 'Aziz b. Ardaşır (published in Turkey in 1828).

İnternet Kaynakları: Minorsky, Duda/Bibi, 22.11. 2018, B5914B/18, S. 593

Avusturya'lı iranist, osmanist, islam bilimcisi Herbert Wilhelm Duda (1900 - 1975) Mukhtasar adlı versiyonu Almanca'ya çeviriyor, diğer versiyonlarla karşılaştırıyor, açıklamalar ve ekler yapıyor. Kitabını 1959 yılında Kopenhag, Danimarka'da "Die Seltschukengeschichte des İbn Bibi" adı altında yayınlıyor.

Ben bu yazıdaki türkçe çevirilerimi bu kitaptan yapıyorum.

Resmi TC tarihine göre Selçuklular "Türk"tür ve "Oğuz" aşiretinden geliyorlar.

İbn Bibi Anatolia Selçukluları'nın resmi tarihçisi. Selçuk Sultanı'nın emriyle kitabını Farsça yazıyor.

Kitapta "Oğuz" kelimesi bir kere bile geçmiyor!

Buna karşılık Duda'nın almanca çevirisinde "Türk" , Türken (=Türkler), Türkmenen (=Türkmenler) çok sık kullanılıyor.

Bu iki şeytanın müridleri bahsedilen yanlış yoldaki Şeyh'in emrine uyarak bu iki bölgeye ve Türklerin (=Almanca orijinalde Türken, MGS) aşiret ve kabileleri içinde bu çağrıyı yaydılar.

(Ç: MGS) Duda, Die Seltschukengeschichte des İbn Bibi, 1959, B5916B/1, S. 218

Aynı sayfanın altındaki bir notta Duda "Türken" kelimesini orijinaldeki arapça harflerle yazıyor.
Buradaki arapça yazılan kelime "etrak". Kelimemin sonundaki "k" "kef", yani "kâfir"in "k" si. Ayrıca bunların şehir ahalisi değil, göçebe ve yarı göçebe olduklarını açıklıyor. Yani Anadolu Selçukluları göçebe barbarlara "Türk" diyorlar.

Bahsettiğimiz sayfada bahsedilen Türk ve Türkmenler Baba İshaq'ın müridleri. Başka sayfalarda her çeşit "Türk" var.

Resmi TC tarihine göre Türk olan ve hatta Oğuzlar'dan gelen Anatolia Selçukluları'nın kâfir Bizans'la pek bir dertleri yok. Bizans onlara haraç veriyor. Selçuk Sultanları Bizans İmparatoru'nun misafiri olarak Bizans Sarayına girip çıkıyorlar.

Selçukluların iki düşmanı var:
Müslüman Araplar ve Türkler.
Kahraman Selçuklu askerleri Türkler'le karşılaştıkları yerlerde onları kılıçlarıyla doğrayıp kıyma yapıyorlar.

"Şeytana uyan, imansız ve sadakatsiz" Türklerin Selçuklu kasapları tarafından "ruhları bedenlerinden ayrılarak" nasıl doğrandığı Duda'nın kitabında aşağıda numaraları sıralanan sayfalarda anlatılıyor:

Türkler: 133, 134, 139, 218, 220, 221, 234,252, 272, 288, 308, 310, 312, 314, 315-317, 320, 321, 334, 335, 338, 340-342, 345, 346

Türkmenler: 218, 268, 271, 272, 308, 310-312, 314, 345.
Tatarlar:113, 160, 171, 183, 223, 230, 309, 332.

Aşağıda numaraları verilen sayfalarda kahraman Selçuklular'ın sakatatçıları, işkembecileri, paçacıları, ve ciğercileri büyük emek sarf ediyorlar:

Qifcaq, Qyfcaq, Kipçak:
99, 132, 135, 136, 138, 236322

Khvarezm: 154, 156, 158, 159, 162, 163, 181, 182, 184, 192, 201, 211, 212, 229, 335, 162,163, 167-169, 172, 179, 180, 182-185, 188, 192, 201, 202, 211-213, 217, 220, 221, 332, 334-336, 338, 341.

Konumuz Osmanlı'nin kökeni ve Oğuzlar. İbn Bibi'deki "Türkler" için burada daha fazla yerimiz yok.

Selçukların mezbahaya götürdüğü Türkler'in listesini burada kesiyor ve bu yazıyı "Türkçü"lere ithaf ediyorum.

Bu yazıyı aynı zamanda "İslamcılar"a da ithaf ediyorum. Müslüman Selçuklu Sultanları Türkleri haşat ettikten sonra saraylarında ziyafet veriyorlar. O kadar çok şarap içiliyor ki, meyhaneciler müşterilerine satacak sarap bulamıyorlar.

Ayrıca Selçuklu ordularının askerleri savaşlardan önce bütün gece şarapla kafayı çekip, güneş doğunca "ya şehit ya gazi" olmak için zil zurna bir halde "Türkler"e saldırıyorlar.

Okuma yazma bilen "Türkçü" ve "İslamcı"ların bu yazıyı okumasını çok isterdim. Yazık ki okumadan küfür ediyorlar.

Bibliyografik kaynaklar
İnternet Kaynakları
İkonografik kaynaklar
Literatür
geri
devam