Süleyman Şah kimdir?

Türk denilenler kimdir?
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk
 
start: 16 decembre 2018, up-date: 09 decembre 2018
Süleyman Şah kimdir?

 

Süleyman Şah kimdir? Her şeyi bilen Wikipedia'ya soruyoruz.

Süleyman Şah veya Süleyman Şah bin Kaya Alp (d. 1178? - ö. 1227, Fırat), Osmanlı İmparatorluğu'nun resmî olarak kurulmasına giden süreçte önemli bir yere sahiptir. Kaya Alp'ın oğlu, Ertuğrul Gazi'nin babası, Osman Gazi'nin dedesidir.
(...)
Eşi: Hayme Ana

Oğulları:
Ertugrul Gazi, Sungur Tekin, Gündogdu Bey, Dündar Gazi

Internet Kaynakları: Wikipedia, 12. 12.2018,

Biz daha Süleyman'ı bulamadan Wikipedia'dan bir de babası "Kaya Alp" çıktı. Yalnız bu kadar da değil. Süleyman'ın dört oğlunun Wikipedia'da kendilerine ait ayrı ayrı sayfaları var.
Süleyman'ın bir de karısı var: Hayma Ana. Tabii ki Wikipedia onu da unutmuyor:

Necdet Sakaoğlu'nun bildirdiğine göre, tarihçiler tarafından fazla araştırılmamış olan Hayma Ana'nın anısı Domaniç beldesinin halkı tarafından yaşatılmıştır. Çarşamba köyündeki bir mezarın yüzyıllar boyunca yöre halkı tarafından Hayma Hâtun'un kabri olarak ziyaret edildiğini duyan Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid 1892 yılında burada bir türbe inşa ettirmiştir.
(...)
Çarşamba köyünde vefat eden Hayme Ana için mezarı başında anma töreni düzenleniyor. Hayme Hatun'un türbesi ve Hayme Ana heykeli Kütahya'nın Domaniç ilçesinde görülebilecek en önemli yerlerden biridir.

Internet Kaynakları: Wikipedia, 16.12. 2018, B5914B/19

TRKIMG20021
Bu dört köşe Madonna rezaleti "Türk Milleti"nin bir tarihi olduğunu degil, T. C. nin hokkabazlıkta dünya şampiyonu olduğunu belgeliyor. Bu yalnız T.C.'de yaratılabilecek "sanat eseri" nin tek hatası, "Hayma Ana"nın tesettürünü unutmasıdır.

Eğer Wikipedia'da "Kaya Alp"i ararsak karşımıza onun dedesi "Karagöz Şah" ve onun babası "Hacivat Alp"ın türbelerinin çıkacağını bildiğimizden, Wikipedia'yı kapatıyoruz.

Bir de Müslüman tariçilerin fikrini soralım:

(Ertuğrul Gazi'nin, MGS) Babası Gündüz Alp,annesi Hayme Ana (Haymana)dır.
Internet Kaynakları: enfal, 12. 12. 2018, B5914B/10

Gündüz Alp ve Süleyman Şah aynı kadınla mi evlenmişler, yoksa Süleyman Şah Hollywood'da çalışırken Gündüz Alp adını mı kullanmış, bilemiyoruz.

Bir de "Türk Tarih Kurumu"nun internet'deki "Osmanlı Tarihi'ne giriş" sayfasına bakalım:

Osmanlı tarihlerinin hemen hepsinin birbirinden ufak farklarla anlattıkları Süleyman Şah hâdisesi belirli bir kaynağa istinad etmemektedir.
İnternet Kaynakları: TTK, 22.11. 2018, B5914B/16

Yazının bütününde pek çok yanlış bilgi olmasına rağmen bu konuda nedense dürüst olma gereğini duymuşlar.

Ayse Hür'e geri dönelim:

Türbedeki Süleyman Şah kimdir?
Eger türbe, İstanbul'da sıkça görülen makam mezarları gibi, altı boş mezarlardan biri değilse ve içinde gerçekten önemli bir şahsiyetin kemikleri varsa, Aþýkpaþazade'nin ve diğer Osmanlı tarihçilerinin atıfta bulunduğu kişi muhtemelen 1071 Malazgirt Savaşı'nın muzaffer komutanı Alp Arsla'ın, 1072'de ölümünden sonra Anadolu'ya gelen ikincil, hatta üçüncül komutanlardan biri olan Kutalmışoğlu Süleyman olabilir. Resmi tarihçiler bu sahsin Anadolu (Rum) Selçuklu Sultanlığı'nın kurucusu olduğunu iddia ederlerse de, buna dair hiçbir somut kanıt (adina darp edilmiş para veya adına okunmus hutbe, yazışmalarda bu minvalde ifadeler vs.) yoktur. Nitekim Bizans Imparatoru I. Aleksios Komnenos'un (1081-1118) kızı olan Anna Komnena, dönemin olaylarını anlatan Aleksiad adlı tarih kitabında Süleyman'dan "İznik Emiri", "İznik Sultanı" diye bahseder. Arapların Abu'l-Farac dediği Süryani kronikçi Bar Hebraeus (ö. 1286) ise "Antakya hakimi Katlamış oglu Süleyman" diye anar.
Abu'l-Farac Tarihi, I ve II, Süryaniceden çeviren: Ernest A. Wallis Budge, Türkçeye çeviren: Ömer Riza Doğrul, TTK Basimevi, 1987

Internet Kaynakları: Hür, 08.12. 2018, B5914B/3

Küçük Asya'daki olayların geliþiminde en önemli olan, bir Selcuk prensinin Batı Anatolia'da bir devlet kurmasıdır: Bunun ismi Süleyman ve Alp Arslan'ın uzak bir akrabası. Bu Süleyman nisbeten aşağı bir tabakadan gelip yukarı çıkmağı başarıyor. Başlangıçta Büyükselcuk Sultanı'nın Batı Anatolia'daki ordu kumandanı. 11. yüzyýlýn 70li yıllarında hükmettiği bölgeyi çok kısa zamanda genişletiyor. Bunun için başlangıçta Bizans İmpatatorluğu ile anlaşıyor. Süleyman'ın egemenliğinden yavaş yavaş Anatolia Selcukları Sultanlığı oluşuyor.
(Ç. MGS) Matuz, 1996, B5815B, S.16-17

Eğer yeni belgeler beni düzeltmezse, ben Kutalmış Süleyman'ın Nikaia'da Rum Selçukluları denilen bir beylik kurduğunu düşünüyorum. Yeni yerleşmeğe başlayan göçebe soyguncuların hutbe okutmak ve sikke basmak gibi bir dertleri yok.

Batı-Anatolia, Rum Sultanlığı oldu (Rum, Roma demek).
(Ç: MGS) Jones, 1994, A132B, S. 37.

Baslangıçta Rum Selcukları diye tanınan (Rum, Roma, burada Bizans İmparatorluğu, için kullanılan islam ismi) Anatolia Selcukları, Anatolia'daki miraslarını, Bagdad'daki akrabalarına yaptıkları askeri saldırılar için bir basis (üs, askeri dayanak yeri, MGS) olarak görüyorlardı.
(Ç: MGS) Norman Itzkovitz: Lewis, 2002, A271B S. 274

Bu notu düştükten sonra Hür'e geri dönelim:

Süleyman Şah hangi savaşta ve nasil öldü?

Söz konusu Süleyman, ister emir, ister sultan, ister sah olsun, ister İznik'in ister Antakya'nın hakimi olsun, 'kafir' Bizans'la savaşmak yerine, gözünü din kardeşi, hamisi Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın ülkesine dikmiştir. Ancak Kutalmışoğlu Süleyman, 5 Haziran 1086 günü, Meliksşah'ın kardeşi Tutuş'un ordularıyla Halep yakınlarında yaptığı savaşta hayatını kaybeder.
Bu ölümün nasıl olduğuna dair iki kaynağımız var. Anna Komnena, Süleyman'ın yere sapladığı kendi kılıcının üzerine atlayarak intihar ettigini söyledikten sonra "bu sefil adam, sefilce öldü" der. Bar Hebraeus ise daha usturuplu bir dil kullanýr: "Anlatıldığına göre Süleyman kendi tarafının yenilmekte olduğunu görerek bir bıçakla intihar etmiştir. Çünkü cesedi yerde bulunduğu zaman karnına bir bıçak saplı olduğu görülmüştü." Ölümün nasıl olduğu bir yana, karada oldugu kesindir.
(...)

Suda boğulma hikayesi nereden çıktı?

Süleyman Şah karada ölmüştür ama oğlu I. Kılıç Arslan suda boğularak ölmüştür. Süleyman Şah'ın 1086 yılında ölümünden altı yıl sonra 1092 yılında Melikşah'ın ölümü üzerine, kardeşi Kulan Arslan'la birlikte esir tutulduğu İsfahan'dan kaçıp Anadolu Selçuklularının başına geçen oğlu I. Kılıç Arslan da babası gibi, 'kafir' Bizans'a değil, din kardeşleri Selçuklulara karşı kılıç sallamayı tercih ettiği için 1095 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın vasalı olan Ermeni Gabriel'in egemenliğindeki Malatya'ya sefer etmiş ancak başarılı olamamıştı. 1096-1097 yıllarında Kılıç Arslan'ın orduları, Bizans'a yardım için Haçlı orduları ile Nikaia (İznik) civarlarında bir kaç kez karşılaştılar. Kiminde Selçuklular kiminde Haçlılar galip geldi. (...)
Internet Kaynakları: Hür, 08.12. 2018, B5914B/3

Yavaş yavaş adı geçen insanların yalnız türbeleri değil, eti, kemiği de olmağa başladı. Biz bu Kılıç Arslan'ı Haçlı Seferleri'nden tanıyoruz.

Sultan çok gençti, Kilic Arslan ibn Suleiman, Anatolia'yi Malik Şah için ele geçiren Emir'in oğlu. Başşehir, tarihi bir bizans sehri olan, Konstantinopolis'e yüzelli kilometre uzaklıktaki Nikaia (bugün İznik) idi.
Alexius ve Kilic Arslan -iş ciddiye binince- sadece nominal düşmanlardı, gerçekte birbirlerine karşı değildiler. Gerçekten Kilic Arslan Alexius'un öğüdü ile kayın pederini, Smyrna (İzmir)'in muktedir ve hırslı Emir'ini öldürmüştü. Bundan iki taraf da kâr etti.

(Ç: MGS) Jones, 1994, A132B, S. 37.

Baslangıçta Kılıc Arslan Haçlı ordularının öncülerine karşı bazı savaşlar kazanıyor. Ama arkadan birbiri ardınca büyük ordular gelmeye başlıyor. 1097de Haçlı orduları Nikaia kalesini kuşatıyor.

TRKIMG20022
Haçlılar moral bozmak için Nikaia kalesine kesik başlar, hayvan leşleri ve arı kovanları atıyor.
Altı hafta sonra Şövalyeler hala hareketsiz bekliyordu. Kayzer Alexius, Haçlı Şövalyelerine bu işi nasıl yapmak gerektiğini gösterme zamanının geldiğine karar verdi. Bir sandal filosunu karadan geçirerek denize saldı, Nikaia'nın Türk kumandanıyla gizli bir anlaşma yaptı ve adamlarını gece deniz üzerinden geçirdi. 19 Haziran 1097 sabahı gün ağarmağa başlayınca kale duvarına saldırmak için toplanan Haçlı şövalyeleri gördüler ki, Nikaia üzerinde Kayzer'in bayrağı dalgalanıyor.
(Ç: MGS) Jones, 1994, A132B, S. 48.

Alexius Kilic Arslan'ın karısını esir alıyor ve Smyrna Emirliği'ne karşı değişiyor. Kılıç Arslan dağlara çekiliyor. Daha sonra Nikaia'ya dört günlük yolda Dorylaion (Eskişehir)'de haçlılara saldırıyor. Altı saat süren bir savaştan sonra Kılıc Arslan kuvvetleri yeniliyor ve kaçıyor.

Türkler, Anatolia içinden geçen uzun yürüyüşleri boyunca onlara (Haçlılar, MGS) bir daha ciddi bir şekilde saldırmadılar.

(Ç: MGS) Jones, 1994, A132B, S. 49.

Daha sonra Kılıc Arslan İconia (Konya)'ya yerleşiyor. Yeni bir Haçlı Seferi'nde şövalye'lerden öc alıyor.

Ayse Hür'e geri dönelim:

Suriye ve Filistin'de Haçlı egemenliği pekişirken, Selçuklular kendi aralarında kavga ediyorlardı. Haçlılara karşı başarılarından dolayı kendine güveni artan Kılıç Arslan, 1107 yılında Musul'u ele geçirdi, Musul'a bir dizdar atayıp Habur'a yöneldi. Ancak burada yerinden ettiği Musul Emiri Cavalı ile Halep Emiri Rıdvan'ın birlikleriyle karşılaştı. Bar Hebraeus'a göre Kılıç Arslan önce "harikulade bir cesaret gösterdi ve Cavalı'nın ordusu içine daldı, sancağı taşıyan zatın kolunu bir darbe ile kestikten sonra Cavalı'yı da bir kılıç darbesi ile yere serdi." Ancak kısa süre sonra durum tersine döndü. Cavalı ve Rıdvan'ın askerleri Kılıç Arslan'ın askerlerini kaçmaya zorladı. Askerlerini durduramayan Kılıç Arslan da, düşman eline geçerse başına gelecekleri düşünerek olsa gerek, atıyla Habur nehrine atladı ve yüzmeye başladı. Bundan sonrasını Bar Hebraeus şöyle anlatıyor: "Kendisi ve atı zırhlı olduğu için ve arkasından gelenler de ona ok attıkları için atı boğuldu ve o da atı ile birlikte aynı akıbete uğradı. Birkaç gün sonra cesedi nehrin kıyılarına atıldı ve Kılıç Arslan Damşan adlı bir köye gömüldü."

Bir başka kaynakta ise Habur'un köylerinden biri olan Şemsaniye'ye gömüldüğü yazılı. Bu iki yer belki aynı yerdir, bilemiyorum. Anlaşıldığına göre (ki Osman Turan da böyle düşünüyor) Süleyman Şah'ın Halep önlerinde ölümüyle, oğlu I. Kılıç Arslan'ın Habur nehrinde boğularak ölmesi sözlü tarihte birleştirilmiş ve bu anlatı Aşıkpasazade* ve ardılları tarafından 'Süleyman Şah'ın suda boğularak ölümü'ne (bu arada Habur, Fırat'a) dönüştürülmüş ve günümüze kadar gelmiş.
Internet Kaynakları: Hür, 08.12. 2018, B5914B/3

Yıl 1107. Bu cografyada henüz ne Ertuğrul var, ne Osman. Tarihte bir Nikaia Emiri Süleyman var. Ama bu Süleyman'a Farsça kral demek olan Şah ismi verildiğine inanmak zor. Nikaia Emiri Süleyman'ın Osman Gazi'nin büyük babası olduğu ise kuyruklu bir yalandır.

*Burada tekrar adı geçen "Aşıkpaşazade" ismine dikkat edelim. Yakında bu adamla uğraşmak zorunda kalacağız.

Bibliyografik kaynaklar
İnternet Kaynakları
İkonografik kaynaklar
Literatür
geri
devam