Türk denilenler kimdir? | ||||||||
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk | ||||||||
|
||||||||
Süleyman
Şah Türbesi
|
Bu
maddeyi yazmağa basladığım gün 13. 12. 2018 tarihini atıyoruz. Aynı Erdoğan kendisini, en azından iç politikaya yönelik ifadelerinde direkt yahut indirekt olarak, müslüman olduğunu iddia ettiği Osmanlı İmparatorluğu'nun günümüzdeki temsilcisi olarak gösteriyor. T.C.'li
islamist tarihçiler Osmanlı Hanedanı'nı "Süleyman Şah"la başlatıyor. Bu savaşı medyadaki haberlerden hatırlıyorum. Detayları bu kitabın konusunu ilgilendirmediği için, türbe dalaşının bir dokumentasyonunu Wikipedia'dan almakla yetiniyorum. Türbe'de
Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk padişahı olan Osman Gazi'nin
dedesi ve Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman Şah'ın ve iki askerinin naaşları
bulunmaktadır. Bir de Ayse Hür'den dinleyelim: Savaşta
yenilmiş ve intihar etmiş birinin, muzafferler tarafından gömülmesi ve
üzerine bir türbe yapılması mantıklı değil. Mağlupların ise canlarını
kurtarmakla uğraşırken beylerine bir türbe yapacak halleri olmadığı tahmin
edilebilir. Süleyman Sah gömülmüş olsa bile Halep'e 110 kilometre uzaktaki
ve o tarihte henüz Selçukluların elinde bile olmayan Caber Kalesi'ne gömülmüş
olması hiç mantıklı değil. Büyük ihtimalle öldüğü yere yakın bir yere
gömülmüştür. Nitekim bu konuların uzmanlarından Osman Turan "Lâkin Osmanlı
veya Selçuklu Süleyman-şâha Ca'ber kalesinde isnad olunan ve asırlar boyunca
sürüp ilk Osmanlı tarihlerine kadar çıkan 'Mezar-i Türk' hakkında elimizde
mevsuk (inanılır, güvenilir) bir kayıd mevcut değildir. Ayrica Ca'ber
kalesi Süleyman-Şâhın ölümünden sonra Melik-şah tarafından alınmış olup
Haleb kapısında yatan Süleyman-şâh'ın oraya nakledilmesi için de ne bir
delil ve ne de bir sebep vardir" der. (...)
Türbenin bu yıllardaki halini, 150'likler faslından 1924-1938 arasını
esas olarak Suriye'de geçiren Refik Halid Karay'ın Bir İçim Su (1929)
adlı eserinden öğrenelim: İnternet Kaynakları: Hür, Ayşe, 08.12.2018, B5914B/3 Burada geçen "Aşıkpaşazade" ismine dikkat edelim. Bu adam ilerde bizi meşgul edecek. Ayşe Hür'ün yazısına devam edelim:
Yukarıda yaygın olarak Süleyman Şah Türbesi'nin Caber Kalesi'nde olduğunun sanıldığını oysaki bunun böyle olmadığını söylemiştim. Hikayesi şu: Suriye Hükümeti, 1966 yılında Türkiye'ye, Fırat nehri üzerinde başlattığı El Tabka Barajı inşaatının 1973 yılında biteceğini, bittiğinde de Süleyman Şah Türbesinin sular altında kalacağı uyarısını yaparak, Türkiye'den türbenin başka bir yere taşınmasını istemişti. İki ülkenin yapığı anlaşma ile türbe, 30 Eylül 1975 tarihinde Halep'e 123, Şanlıurfa'ya 92 kilometre mesafede, Fırat nehrinin doğu kıyısındaki Karakozak köyüne nakledildi. Suriye, 1990'li yıllarda Fırat nehri üzerinde başlattığı Et Teşrin Baraji'nın inşaatı nedeni ile Süleyman Şah Türbesi'nin bu yeni yerinin de sular altında kalacağını belirterek bir başka yere taşınmasını istediğinde Türkiye bu talebe direndi. Süleyman Demirel iktidarı 1 milyon dolarlık bir fon ayırdı ve Devlet Su İşleri tarafından türbenin içinde bulunduğu saplı ada şeklindeki alanı suya karşı tahkim edilmesine dair bir plan hazırladı. Ancak bu planın uygulanmasına, ancak 2005 yılında, Başbakan Erdoğan'ın Suriye ziyareti sırasında yapılan görüşmelerden sonra başlanabildi. Söz konusu adada, 3. Hudut Tabur Komutanlığı tarafından görevlendirilen 11 kişilik bir saygı kıtası görev yapıyor. İnternet Kaynakları: Hür, Ayşe, 08.12.2018, B5914B/3 Ayşe Hür bu yazıyı 24/08/2014 tarihinde yayınlıyor. İt dalaşına Wikipedia'dan devam edelim. 2008 yılında Teşrin Barajı'nın yükselen su seviyesinin yeniden türbeyi tehdit etmesi üzerine Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı çevresindeki duvarların altına 11,5 m, boylarında 880 adet fore kazık ve geçirimsiz tabaka yerleştirmiştir. Ayrıca, türbenin çevresine beton duvar örülmüş ve iki bayrak direği dikilmiştir. 13
Mart 2014 tarihinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Irak ve Şam İslam Devleti
(İŞİD) arasındaki çatışsmalar sonucu Karakozak köyü ve türbenin bulunduğu
bölge İŞİD kontrolüne geçti. Günümüzde T.C. vatandaşlarinin yalnız vergilerinin değil, hatta canlarının ne gibi propaganda yalanları için harcandığını burada bir daha görüyoruz. Ve bu soytarılığı milyonlarca sefalet içinde sürünen insan kahramanlık olarak alkışlıyor! Türk ve artık müslüman T.C. - Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) son yıllarda Kürtlere karşı verdiği savaşlardan biliyoruz ki, en modern ve pahalı silahlarla teçhiz edilmiş olan ordu, kendisinin en ucuz savaş malzemesi olan insan kaybını saklýyor. Gerçekten bu operasyonda kaç asker öldü? TSK Hollywood filmlerine yakışır büyük bir kahramanlıkla Türbe'yi havaya uçurmadan önce "Süleyman Şahın naaşı" ný kurtarıyor. Türbenin altinda gerçekten kemikler bulundu mu? Bulunanlar
sığır kemikleri mi, insan kemikleri mi idi? İnsan kemikleri ise, hangi köpeklere verildi? Bu soruları benden sonraki neslin tarihçileri cevaplandıracak.
|
geri |