Kafes

Türk denilenler kimdir?
Cilt II. : Öcü imajı ismi yahut küfür olarak Türk
start: 30 juni 2019, up-date: 30 juni 2019
Kafes

 

Kafes devri

Kardeş katli I. Ahmed'e kadar sürüyor. Bundan sonra şehzadelerin kafes devri başlıyor.

Sultan I. Ahmed 1603'te tahta çıktığında, çocuğu olmadığı için kardeşi şehzade Mustafa'yı öldürtmedi. Oğulları olduktan sonra da devlet adamları, padişahın kardeşini öldürmesine izin vermediler. Bu tarihten sonra, yaklaşık iki yüz yıldır uygulanan şehzade infazları son buldu ve hanedanın bütün üyeleri Topkapı Sarayı'nda denetim altında yaşadılar.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24

Öncelikle şehzadeler, babalarının sağlığında, her ne kadar sarayın selamlık kısmında kalırlarsa da, yine de saraydaki anneleri ile sınırlı şekilde ilişkilerini muhafaza ediyorlardı. Padişahın ölümüyle beraber bütün oğulları, Topkapı Sarayının dördüncü avlusu içindeki köşklere ve tek bir köşkten oluşan Kafes bölümüne naklediliyorlardı.

Kurtaran, 2014, Pdf6, S. 765-766

TRKIMG20041
Kafes

 

Saltanatta ekberiyet usulünün kabulü ve şehzadelerin haremde yaşatıldığı bu devrin en büyük yapı grubu, şehzadegân ve Şımşıirlik daireleridir. Tahta çıkmadıkçaa sisteme harem kadınları ve Enderun halkı gibi katılamayan şehzadeler için haremde söz konusu daireye I. Selim Kulesi ve Şimşirlik Bahçesi yapıları ile XVI. yüzyıl sonunda bu kadro için oluşturulduğu düşünülen Fil Bahçesi alanı yapılmıştır. Hal'edilen sultanların da yaşadığı bilinen haremin bu en geniş yapı grubu Şimşirlik Kafesi olarak adlandırılırdı.

İnternet Kaynakları: Esemenli, İslam Ansiklopedisi, 22. 07. 19, B63B/26

Bu binanin etrafı şimşirlerle (Botanik, Latince: Buxus sempervirens) çevrili olduğundan dolayı buna şimşirlik kafesi deniliyor.

Ancak yüksek duvarlarla ve şimşir ağaçlarıyla çevriliydi."Şehzadegân Dairesi" olarak yaptırılan bina adını çevresindeki ağaçlardan almıştı.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24

Kafesde hayat

Kafes denilen şehzadegân hapishanesi adeta küçük bir kale. Bu binanın içinde oniki bölüm var.

Giriş ve çıkış kapıları demirden. Kapıların giriş ve çıkışlarında harem ağaları nöbet tutuyordu.

Bir adı da "kafes" olan bina 12 odadan meydana geliyordu. Binada şehzadelerin rahatı için her türlü kolaylık vardı.

(…)

Binanın çift taraflı demirlerle kilitlenen iki kapısı vardı. Kapıların hem önünnde hem de arkasında zenci hadım ağalar nöbet tutarlardı.

Şimşirlik binasını 1756'da gören Fransız tüccar Jean Claude Flachat, binanın sağlam bir kaleye benzediğini söyler.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24


Şehzadelerin dış dünyayla bütün ilişkileri kesilmişti.

Şimşirlikte tutulan şehzadeler dışarıya çıkamazlar, kimseyle haberleşmelerine izin verilmezdi. Hastalandıklarında hekimler şimşirliğe giderler, tedavilerini orada yaparlardı.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24

Şehzadelerin sakal bırakmaları yasaktı. Sakal, padişahların sembolü olarak görüldüğünden ancak tahta çıkan şehzade "irsal-i lihye" adı verilen bir törenle sakal bırakırdı.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24

Şehzadeler ağası, yahut hadım, padişah çocuklarından/ büyük türkün oğullarından (günümüzde üç bey hayattadırlar/ Sultan İbrahim'in neslinden/ ama başka başka analardan doğmuş/ bundan başka şimdiki Sultan Mehemmed'in erkek kardeşlerinden) sorumludur. Bunlardan biri Sultan Soleiman'dır ki Osmanlılar buna büyük ümitler bağlıyorlar. Bunun anası öleli çok oluyor. Diğeri Sultan Bayezid ve üçüncüsü Sultan Orhan, bunların anaları hayattadır ve sadece padişah oğullarının analarına ayrılmış eski enderun yahut saray'da yaşarlar ve hiçbir zaman (eğer olur da/ onların oğullarından biri büyük türk seçilmezse) buradan dışarı çıkamazlar/ bu genç beyler ebediyyen padişah sarayına kapatılmışlardır/ ve iki siyah hadım, ve iki kadın köle, yahut mahpus kadın bunlara hizmet eder/ ve bütün askeriyyenin himayesi altındadırlar.

Schachiner, 2017, Lager, S. 32

Çocuk düşürme

Şehzadelerin hizmetinde câriyeler ve hadım ağalar vardı. Fakat bu hadım ağalar, yanlarında biri olmadan şehzadelerle görüşemezlerdi.

Hadım ağalar şimşirlik binasının alt katında bulunan odalarda kalırlardı.

Şehzadelerin her türlü ihtiyacı şimşirlik binasındaki dairelerde karşılanırdı. Şehzadeler, kendilerine uygun görülen cariye ile cinsel ilişkiye girebilirlerdi; ama çocuk sahibi olamazlardı. Kazara hamile kalan cariyelerin çocukları düşürülürdü. Bazılarının gizlice doğumu sağlanmış, saray dışında büyütülmüştür.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24

Bu çocuk düşürme ile ilgili tıbbî ve teknik bilgileri okuyucudan saklamaya karar verdim.

Hücre hapsinin süresi

Talihsiz şehzadeler, eğer kendilerine taht varis olursa, kafesten çıkarılarak tamamen saraya alınıyor, aksi halde ölene kadar orada kalıyorlardı.

Kurtaran, 2014, Pdf6, S. 765-766

Alderson kafeste yaşayan şehzadelerin listesini tutuyor. Buna göre Osmanlı tarihinde şimşirlikte kalma rekoru III. Osman'a ( 1699-1757 ) (Padişahlığı: 1754 - 1757) ait: 51 yıl!

Ondan sonra II. Ahmed (1691-1695) geliyor: 43 yıl 10 ay 5 gün.

Literatür: Alderson, 1956, TRKLİ20023

51 yıl kafeste kalan Osman. III.'ün devlet işlerinden haberi olmadığı açıktır. Kafeste kaldığı sürede fanatik bir muslim ve gayri-muslim düşmanı haline gelmiştir. Sadece iki yıl on ay süren iktidarı sırasında koyduğu şeriat yasaklarıyla Kostantiniyye'yi yaşanmaz hale getirir.

Kısa iktidarı sırasında yedi kere vezir değiştirir.

1. Bâhir Mustafa Paşa (30. 06. 1752 - 15. 02. 1755), 2. Hekimoğlu Ali Pa?a (15. 02. 1755 - 18. 05. 1755), 3. Naili Abdullah Paşa (18. 05. 1755 - 24. 08. 1755), 4. Nişancı Bıyıklı Ali (24. 08. 1755 - 25. 10. 1755), 5. Yirmisekizzade Mehmed Said Paşa (25. 10. 1755 - 1. 04. 1756), 6. Köse Bâhir Mustafa Paşa (1. 04 1756 - 11. 01. 1757) 7. Koca Ragıp Mehmed Paşa (11. 01. 1757 - 8. 04. 1763).

Bunlardan Nişancı Bıyıklı Ali'nin kafasını kestirir.

Kuzeni, Şehzade Mehmed ( 2. 01.1717 - 2. 01 1756)'i zehirleterek öldürtür.

Literatür: (Bibliografik kaynaklar)

Hammer, 1834, PDF1
Matuz, 1996, B5815B
Kreiser, 2001, A2421B

Ekber Erşed

"Ekber": (Arapça) En büyük. "Erşed": (Arapça) İrşad edilmiş, doğru yolda (aklı başında).

III. Murad da tahta geçince, sadece en büyük oğlu olan III. Mehmed'i Manisa valisi olarak tayin edip, diğer şehzadeleri Topkapı Sarayı'nda bıraktı. Bu idarî yeteneğin gelişmesi için açıkça verilen son şehzade valiliği oldu. Bundan sonra, III. Mehmed, hiç şehzade vali atamadı ve hemen ondan sonra I. Ahmed döneminde şehzadelerin durumu, kafese girme ve kardeş katli uygulamasına başvurulmaksızın, tamamen değişti. Bu tarihten sonra, şehzadelerin eyaletlerde valilik etmeleri usulü kald?r?larak içlerinden en yaşlı olanının hükümdarlığa aday olarak sancağa çıkarılması, kanun haline getirildi. Bu suretle Sultan I. Ahmed Osmanlı tarihinde bir ilki gerçekleştirerek kardeşi Mustafa'yı hayatta bıraktı ve saltanatı babadan oğula de?il, ekberiyet kaidesine göre, hanedanın en yaşlısına ait bir hak olarak kabul etti.

Kurtaran, 2014, Pdf6, S. 767

Kanun-ı Esasi

1876 yılında ilân edilen Kanun-i Esasi'ye göre en yaşlı erkek üye veliaht olarak kabul edilmiştir. Sultan Reşad ve son padişah Vahdeddin bu kanuna göre tahta ıkmışlardır.

Bu kanunun 3. maddesine göre, "Saltanat-ı seniyye-i Osmaniye hilâfet-i kübra-yı islâmiyeyi hâiz olarak sülâle-i Âl-i Osmandan usûl-ı kadimesi vecihle ekber evlâda aittir". Bkz. H. N. Kubalı, "Kanun-ı Esasi", İA, VI, İstanbul 1989, s. 168.

Kurtaran, 2014, Pdf6, S. 768

Çocuk padişahlar

Ekberiyete geçiş bir bakıma şehzadelerin yasal ölümünü engelleyen bir çözüm gibi görünse de bunun başka sakıncaları oldu ve bu tarihten sonra Osmanlılarda çocuk padişahlar dönemi başladı.

1603'ten 1648'e kadar tahta çıkan şehzadelerden biri hariç hepsi çocuk yaşta olup: I. Ahmed 13, II. Osman 11, I. Mustafa 9, IV. Murad 11, IV. Mehmed ise, 7 yaşında padişah oldu.

Kurtaran, 2014, Pdf6, S. 766

Kafesde modernleşme

18. Yüzyıl'ın ortalarından itibaren, şehzadelerin şimşirlikteki hayatları daha rahatladı. 1753 ile 1757 yılları arasında tahtta bulunan Sultan III. Osman döneminde, şimşirlik binasının şekli değiştirildi, duvarlar alçaltılarak, binada yeni pencereler açıldı.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24

XIX. yüzyılın ortalarından itibaren ise şehzadelerin hayatında önemli değişimler meydana geldi. Sultan Abdülmecid döneminden itibaren kafes hayatında yaşanan gevşemelerin etkisiyle, şehzadelerin eğitim sistemlerinde de önemli değişimler yaşand? ve artık doğu dillerinin yanında Fransızca öğretilerek Batı kültürü öğrenilmeye başlandı. Ardından II. Abdülhamid döneminde açılan Şehzâdegân Mektebi ile esaslı bir değişim yaşandı. Ancak II. Meşrutiyet'in ilanıyla bu mektep kapatıldı ve bundan sonraki ilk ciddi adım İttihat ve Terakki döneminde 1913 yılında yürürlüğe giren yeni nizamnâme ile yaşandı. Bu dönemden sonra daha farklı okullara gitmeye başlayan şehzadelerden sadece padişahların çocukları değil, bütün şehzadelerin eğitim alması sağlandı. Yine yurtdışı eğitiminin de yaygınlaşmasıyla birlikte daha çok şey bilen ve daha iyi şartlarda yetişen şehzadeler otaya çıktı.

Kurtaran, 2014, Pdf6, S. 766

Kardeş katli bitti mi?

TRKIMG20043
Osman II.

 

Osmanlı geleneğinden vaz geçmiyor: Hatta 12 yaşında öldürülen Genç Osman, ölmeden önce kardeşi İbrahim'i öldürtmeğe vakit buluyor.

I.Ahmed'in oğlu II. Osman, kendisinden birkaç ay küçük kardeşi Şehzade Mehmed'i hükümdarlığı sırasında infaz ettirdi. Daha sonra tahta çıkan IV. Murad da, sarayda entrikaların alıp başını yürümesi üzerine bu yola başvurmak zorunda bırakıldı.

İnternet Kaynakları: Afyoncu, 20.07.19, B63/24

Deli padişahlar

Kardeş katli döneminde motoru katliam ve soygunculuk olan bir devleti kendi kardeşlerini öldürterek miras alan padişahların ruhi dengeleri bozuktur.

Kafes döneminde ömrünü kafeste geçirdikten sonra padişah olanların ruhi dengesini sormaya gerek yoktur. Bunlardan İbrahim "Deli İbrahim" olarak meşhur olmuştur. Bu diğerlerinin akıllı olması demek değildir. Oğlu Mehmed devleti unutup ömrünü avcılıkla geçirir: Bu zamanda halk içinde "Babası am delisi, oğlu av delisi" deyimi yerleşmiştir.

Schachiner, 2017, Lager, S. 84

Mustafa I. ve Murad V. de deli lakabını alıyorlar.

Yeniçeriler

Kafes döneminde Osmanlı Devleti'nin motoru teklemeye başlamıştır. Hala Fatih Mehmed'in ortaçağ kanunlarıyla işleyen Osmanlı Devleti çağınınn çok gerisinde kalmıştır. Motorun en önemli unsuru olan dünyanın en büyük "sürekli" ordusu beslenemez hale gelmiştir. Bu dönemde padişahın mutlak otoritesi soru altındadır. Devlet teşkilatındaki ve bunun dışındaki çeşitli güçler iktidar mücadelesine girer.
Kafes çeşitli güçlerin üzerine oynadığı bir "gelecek padişah" deposu haline gelir. Bu deponun korunmasını yeniçeriler üstlenir.

Günümüzde/ bütün ordular Macar Krallığına gittikten sonra/ 7 yüksek kişi/ mufti, kazasker, kızlar ağası, ve kapı ağası, hunkar hocası, kiamek(?) dahil, ordu dışarıda iken/ padişah bunları boğazladığı yahut öldürttüğünde kanları bu öğretmenlerin ellerinden istenmek üzere rehin tutuldular.

Schachiner, 2017, Lager, S. 34

Yeni katiller

Bundan sonra birbiriyle iktidar mücadelesine giren saray içindeki ve dışındaki çeşitli güçler, "kendi padişahlarını" iktidara geçirmek için halen iktidarda olanı hal' ediyor yahut öldürüyorlar.

Harem kadınları, yeniçeriler, Jön Türkler, ve en sonunda Paşalar padişahların kaderini tayin ediyor.

Nasıl öldüler

Mustafa I.

(1592- 1639) (İktidarı: 1617- 1639)

Daha önce gördük. IV. Murad tarafından öldürtülüyor.

Murad IV.

(1612 - 1640) (İktidarı: 1623- 1640)

28 yaşında alkol zehirlenmesi yahut sirozdan ölüyor.

İbrahim

(1615 - 1648) (İktidarı: 1640- 1648)

Yeniçeriler boğazlıyor.

Mehmed IV.

(1642 - 1687) (İktidarı: 1648-1687)

Hal' ediliyor ve Edirne'de hapishanede ölüyor.

Süleyman II.

(1642 - 1691) (İktidarı: 1687 - 1691)

Eceliyle ölüyor.

Ahmed II.

(1642 - 1695) (İktidarı 1691 - 1695)

Eceliyle ölüyor.

Mustafa II.

(1664 - 1704)(İktidarı:1695 - 1703)

Yeniçeriler hal' ediyor. Hapiste ölüyor.

Ahmed III.

(1673- 1736) (İktidarı: 1703 - 1730)

1730'da Patrona Halil önderliğindeki yeniçeri isyanında tahttan indiriliyor. 1736'da hapiste ölüyor.

Mahmud I.

(1696 - 1754) (İktidarı 1730 - 1754)

Kalp hastalığından ölüyor.

Osman III.

(1699 - 1757) (İktidarı: 1754 - 1757)

Beyin kanamasından ölüyor.

Mustafa III.

(1717- 1774) (İktidarı: 1757 - 1774)

Eceliyle ölüyor.

Abdülhamid I.

(1725 - 1789) (İktidarı: 1774 - 1789)

Beyin kanamasından ölüyor.

Selim III.

(1762 - 1808 ) (İktidarı: 1789 - 1807)

1807'de Kabakçı Mustafa'nın önderlik ettiği ve çeşitli grupların katıldığı isyanda tahttan indiriliyor. IV Mustafa, Selim ve kardeşi Mahmud'un öldürülmesini emrediyor. Mahmud kaçıyor. Selim öldürülüyor.

Mustafa IV.

(1779 - 1808) (İktidarı: 1807 - 1808)

Kendisinden sonraki padişah Sultan Mahmud II.' nin emriyle öldürülüyor.

Mahmud II.

(1785 - 1839) (İktidarı: 1808 - 1839)

Eceliyle ölüyor.

Abdülmecid

(1823 - 1861) (İktidarı: 1839- 1861)

Veremden ölüyor.

Abdülaziz

(1830 - 1876) (İktidarı: 1861 -1876).

29 Mayıs 1876 gecesinde ordu generalleri Hüseyin Avni Paşa, Midhat Paşa ve arkadaşları tarafından tahttan indiriliyor. 4 Haziranda bunların emriyle Çırağan Sarayı'nda öldürülüyor.

Murad V.

(1840 - 1904) (İktidarı: 30Mayıs - 31 Ağustos 1876)

Abdülaziz tahta çıkınca Murad hapsediliyor. 30 Mayıs 1876'da Abdülaziz tahttan indirilince askerler ve Jön Türkler tarafından hapisten kurtarılıp tahta çıkarılıyor. 93 gün sonra, ruhi dengesi bozuk olduğundan tahttan indirilip Çırağan Sarayı'na hapsediliyor. Hapiste ölüyor.

Abdülhamid II

(1842 - 1918) (İktidarı: 1876 - 1909)

27 Nisan 1909'da Enver, Cemal ve Talat Paşaların yönetimindeki İttihat ve Terakki Komitesi tarafından tahttan indiriliyor. İlkönce Selanikte hapsediliyor. Balkan Savaşında Istanbul'da Beylerbeyi Sarayı'na naklediliyor. Burada ölüyor.

Mehmed V. Reşad


(1844 - 1918) (İktidarı: 1909 - 1918)

Eceliyle ölüyor.

Mehmed VI. Vahideddin

(1861 - 1926) (İktidarı: 1918 - 1922)

1922'de, daha veliahtlığı zamanında hizmetinde olan, Avrupa seyahatlerinde yanında götürdüğü Mustafa Kemal tarafından tahttan indiriliyor. İlk önce Malta'ya kaçıyor. 1926da Italya'da San Remo'da eceliyle ölüyor.

Literatür: (Bibliografik kaynaklar)

Hammer, 1834, PDF1
Matuz, 1996, B5815B
Kreiser, 2001, A2421B


Osmanlı padişahlarının kardeşlerine ve akrabalarına yaptıklarını gördük.
Pekiyi, başkalarının çocuklarına nasıl davranıyorlardı?
Bundan sonraki yazımızda bir başka Osmanlı geleneğini göreceğiz:

Sübyancılık.

FORUM
Bibliyografik kaynaklar
İnternet Kaynakları
İkonografik kaynaklar
Literatür
geri
devam